Home Top Ad

Responsive Ads Here

“Koreliler seks konusunda çok ikiyüzlüler. Toplum içinde uygun ve etik davranışlar gösteriyorlar, seksi önemsemiyormuş, bilmiyormuş gi...

Save my Seoul – Kore ve Fuhuş



“Koreliler seks konusunda çok ikiyüzlüler. Toplum içinde uygun ve etik davranışlar gösteriyorlar, seksi önemsemiyormuş, bilmiyormuş gibi ama geceleri, belli yerlerde çok farklı birilerine dönüşüyorlar. Kimse konuşmasa da herkes yapıyor ve herkes de biliyor.” Sosyoloji Profesörü Lee Na-young

Son zamanlarda Kore medyasında olan haberler ve bu haberlere olan tepkiler bu çıkan skandalların aslında yeni değil, var olan bir durumun patlaması olduğunu gösteriyor. İki Koreli-Amerikalı kardeşin çektiği bu kısa ve dolu belgeselde de Kore de olan fuhuş sisteminin ciddiyetini görüyoruz.
Miari isimli bir bölge ve orada açıkça yapılan seks ticaretini konu alıyor. Bölgeyi bilmeyen yok ve bir çok erkek belgesel boyunca gururla oraya bir çok kez gittiklerini söylüyorlar. Orada olan ve yapılan her şey açık bir sır toplum içinde. Hatta bir noktada iki kardeş bir çok polise gidip oradaki durumu soruyor çoğu kaçamak cevaplar verip başka bir polise yönlendiriyor. Bir polis ise açıkça çok büyük bir şey olmadığı sürece müdahale etmediklerini ve oğlanlara ‘gidip eğlenmelerini’ söylüyor. Belgesel seks işçilerinin konuşmalarını ve vatandaşla yapılan sokak röportajlarını içerdiği için bir çok perspektif sağlıyor.

Erkeklerin verdiği bazı cevaplar beni dumura uğrattı açıkçası. Yaşlısından gencine kadar farklı şekilde dile getirselerde genel olarak aynı görüş hakim. Onlara göre; ortada hiç mağdur yok sonuçta bunu bilerek isteyerek yapıyorlar, kolay yoldan para kazanıyorlar ve ayrıca erkekleri baştan çıkaranda zaten kadınlar. Profesör Lee Na-young ise bunun kendilerini vicdanlarını rahatlatma olarak yorumluyor. ‘Nasıl olsa kirlenmişler’ ya da ‘istedikleri için yapıyorlar’ bakış açısının bir savunma olduğunu söylüyor. Yani kaba bir tabirle, erkeklerin alan memnun veren memnun bakış açısı kendilerini rahatlatmak için. Seks işçisi olarak çalışanların mağdur olduklarını kabul etmiyorlar, görmezden geliyorlar. Fakat belgeselde çalışanları dinlediğimizde başta kadınların  bu duruma düşme sebebinin çarpık aile yapıları ve aileden gördükleri taciz, baskı, şiddetten kaçmak istemeleri olduğunu görüyoruz. Fakat bunlardan kaçarken başka bir batağa düşüyorlar. Erkekler mağdur olmadıklarını istedikleri zaman çıkıp gidebileceklerin de ısrar etseler de işin gerçeği pek öyle değil. Satıcıları para ödünç vererek kendilerine bağlıyorlar ‘senin estetiğe ihtiyacın var,  git kendine şunu al’ gibi. Ayrılmak istediklerinde ise parayı geri istiyorlar tabi ki de faizi ile.

Fuhuş kültürün bir parçası olduğu için yanlış bir şey olarak görülmüyor. Büyükler, ‘abiler’ belli bir yaşa gelince erkekleri bir salona ya da belli bir yere götürüp bekaretlerini kaybetmeye yardım etmeleri bir gelenek. Açıkçası bu bizim kültürümüz içinde var olan  durum. Kore kültürü içinde ne kadar kabullenildiğini gösteren başka bir olguda “şirket yemekleri”. Bu şirket yemeklerinde kullanılan servisler kadınlarında seks için kullanılmalarını içeriyor ve bu sayede kontratlar imzalanıyor. Ve bu işler için yaratılan bir şirket bütçesi oluyor tabi başka bir şey adı altında gösteriliyor. Ve eşlerde iş için olduğu için anlayış gösteriyorlar daha doğrusu görmezden geliyorlar.
Lee Na-young bu durumun Kore’nin tarihinin bir parçası olduğunu açıklıyor. Şimdi kabul etmeselerde Japonya işgali sonrası, devlet Kore’nin ekonomik durumunu düzeltmek için sistematik olarak Güney Kore kadınlarını, oluşturulan özel bölgeler içerisinde Amerikan askerlerine sunarak Kore kadınları kullanmışlar ve bu milli gelirin yüzde 25’ini oluşturuyormuş. Papaz Eddie Byun moral olguların  kaybolmasını bu  jenerasyonun fedakar tutumuna bağlıyor. Ülkeleri için herşeyi feda edecek bir toplum oluştuğunu ve bunun da ahlak yapısının bozduğunu söylüyor.

"We are very good as Korean people of saving face and putting on the proper image of what looks good on the outside.”
Belgeselde papaz Eddie Byun’un da belirttiği gibi bu problemin dışarıdan fark edilmemesinin sebebini çünkü “ Biz Koreliler durumu kurtarmakta dışarıdan iyi gözüken uygun imajı çizmekte çok iyiyiz.” diyerek açıklıyor. Ayrıca bu papazında kiliseden bu işlerle çok ilgilendiği için aforoz edildiğini öğreniyoruz belgeselin sonunda.

Bazı erkeklerin cevapları dışında olan tutumlara maalesef pek şaşıramadım zira Türkiye’nin durumu ve zihniyeti de bu yapıda. Fakat rahatsız eden kısım Kore’nin bir ütopya haline getirilmesi, özellikle bu Hallyu dalgası ile oluşan hayranlar arasında. Kore’de de her ülkede olduğu gibi problemler var fakat gerek medyada, gerek ekonomik açıdan gelişmesi ile olsun ya da oluşturduğu popüler kültür ögeleri ile olsun Güney Kore genel olarak çok olumlu, temiz bir imaja sahip. Tabi ki de mükemmel olması beklenemez fakat bu fazla iyi imaj bir çok yanılgıya sebep oluyor.
Özellikle şu son dönemde olanlar bu imajın ne kadar iyi yerleştirildiğini gösteriyor. Seungri, Jung Joon Young, Yoochun, Kim Hyun Joong ve bunların hala onları savunan fanlarının olması, olan kanıtlara inanmamaları bu oluşturulan imajın değişmesini engelliyor.
Güneydoğu Asya’daki ülkeler arasında seks ticaretinin içinde müşteri olarak Koreli erkeklerin 1 numara olmaları ve belgeselde verilen her 10 Güney Koreli erkekten 8 inin seks için para ödemesi gibi bir istatistik varken Güney Kore erkeklerini romantize etmek bizi biraz ikiyüzlü yapmıyor mu?.

Son olarak değinmek istediğim ise belgeseldeki  orta yaşlı bir adamın sözleri: “If we get rid of prositituion people will invade families and kidnap innocent girls. Because if you try to suppress human desire with force, it will only encourage more crimes.” Kısacası  “Fuhuşu yok edersek insanlar başkalarının kızlarını kaçırıp kullanırlar. Çünkü insan arzusunu zorla baskılamaya çalışmak daha fazla suça sebep olur.”

Fuhuş dünyanın her yerinde var olan bir problem. Bunun yok olmasını istemek realistik bir bakış açısı olmaz. Ayrıca fuhuşun yasal olduğu bir çok ülkede, ülkeye yararları ile ilgili yapılan bir sürü çalışma ve istatistik var. Devlet kontrolü altında bir sistem oluşturulması, çalışanların tanınması ve devlet korunması altında olması belki de mağdurların oluşumu önlemek için daha uygun bir tutum olur.


0 coment�rios:

Bu aralar bir boşlukta olduğumdan dolayı en çok yaptığım şeylerden biri müzik dinlemek. Bu dönemde IU nun sesine ve şarkılarına d...

IU - Modern Times - Bir Dönüm Noktası







Bu aralar bir boşlukta olduğumdan dolayı en çok yaptığım şeylerden biri müzik dinlemek. Bu dönemde IU nun sesine ve şarkılarına dönüp duruyorum. Bu albüm beni IU'nun fanı yapan ve çıktığı yıldan yani 2013 ten beri dönüp dinlediğim bir albüm olduğu için benim için özel. İnsan sevdiği şeyi konuşmak, paylaşmak ister ya bende öyle bir istekle yazıyorum.

Özellikle şu sıralar herkes Kpop dinliyor gibi görünüyor fakat bu albüm daha yeni albümler arasında kayboluyor. Gerçi bu albüm standart Kpop müziğinden farklı belki o yüzden pek dikkat çekmiyor. IU da zaten bence bu albümle klasik bir Kpop figürü olmaktan çıkıyor.

Albümün teması atıfta da bulunduğu Modern Times filmini ve 1920'lerin Amerikasını taşıyor. Şarkılar müzikal olarak ve sözler açısından ilginç ve Kpop a göre yenilikçi.
Kişisel olarak çok başarılı bulduğum bir albüm. Hem jazz havasını yakalamak hem de Kpop içinde bir yer bulmak kolay değil ve IU bunu başarıyor.

Albüm Love of B ile açılıyor. Ayrılma aşamasında olan ama iki tarafından bitiremediği bu yüzden uzayan bir ilişkiyi ve bu sinir bozucu dönemi sarkastik bir dille anlatıyor. Hem enstrümanın  hem de IU'nun sesinin çok iyi kullanıldığı bir parça. Biri diğerini domine etmek yerine birbirlerine destek oluyorlar. Şarkı içinde sesinin tonunu değiştirmesi IU’nun çok kullandığı bir tarz ve bu şarkıyla çok uyumlu, özellikle sona doğru IU sesi ile karşı tarafa olan öfkesini bize de geçiriyor.
Biraz latin-pop havası olan, Gain ile düeti Everybody Has Secrets geliyor ardından. İkisinin de sesleri birbirleri ile uyumlu ama çabuk unutulan bir parça.
Ardından bir gece barı havası veren ya da bir kabare şarkısı gibi duran Between the Lips (50cm) geliyor. Söz, müzik ve vokal olarak albümün ve belki de IU' nun en erotik şarkısı. Şarkı, sevdiğine kendisiyle arasına mesafe koymasını (50 santimetre :) ve öpmeyi geciktirmesini söylüyor. IU'nun vokalinin burada sanki sarhoş kendinde değil gibi bir havası var. Aranjmanı çok güzel ve başarılı.
Albümün single ı geliyor ardından. The Red Shoes ismini ve klibinin konusunu Hans Christian Andersen'in masalından alıyor. Parça da hem IU'yu ünlü yapan Good Day ve You and I daki orkestral pop gibi hem de albümle uyumlu olarak jazz öğeleri var. Müzikal parçası gibi ve eğlenceli bir şarkı gibi gözükse de aslında adını aldığı masal biraz ürpertici.
Modern Times  albümün en neşeli ve eğlenceli parçalarından. Charlie Chaplin'e bir aşk mektubu, 1920'lere bir atıf, bir Broadway parçası gibi.
Ardından söz ve müziği IU'ya ait olan akustik bir ballad Bad Day geliyor. Kişisel olarak sözleri sembolik buluyorum. IU büyük ihtimalle skandalından sonra psikolojik olarak zor bir döneme girdi ve parça da bahsettiği "soğuk, kış" ve bunun gibi tasvirler bu dönemdeki zor günleri ve yalnızlığını anlatıyor. Biraz efkarlı, narin ve albümün en duygusal parçası.
IU’nun vokalini güçlü bir şekilde duyacağımız parçalardan biri olan Obliviate sevdiğini unutmaya çalışan (büyük ihtimal ayrılıktan sonra) birinin ağzından. Harry Potter’cıların seveceği bir şarkı zira şarkı ismini Harry Potter’da geçen unutturma büyüsü olan Obliviate’den alıyor. Melodik olarak seksi bir şarkı.
Choi Baek Ho ile olan düeti Walk with Me, Girl kişisel olarak arada kaldığım bir parça, IU'nun sesi ile diğer vokalistin sesi biraz çatışıyor IU'nun açık bir üslubu varken Choi Baek Ho'nun daha boğuk bir tarzı var.
Havana tatlı, romantik bir şarkı. Sevgiliyle gitmek istediği Havana'yı tasvir ediyor ve sonunda sevgilinin varlığının bir tatil olduğunu söylüyor. Parça o egzotik ortamı yaratmada çok başarılı. IU burada sesini çok hafif biraz fısıldar gibi kullanıyor. Dediğim gibi tatlı ve romantik bir parça.
Jonghyun'a ait Gloomy  Clock ile devam ediyor albüm. Arkadaki saatin tik tok sesleri ile gitar kullanımı çok güzel ve kasvetli bir havası olmasına rağmen ağır bir şarkı değil, daha çok indie tadında.
Bu şarkı albüm ilk çıktığında favorilerimdendi fakat Jonghyun'un ardından hafif bir şarkı olarak dinleyemiyorum.
Albümdeki dinlemesi en kolay olan şarkılardan biri olan Daydream geliyor. Kore'nin folk şarkıcılarından olan Yang Hee Eun ile İki sanatçının da sesi ve tarzları farklı olsa da ortaya güzel bir harmoni çıkmış.
Waiting ile de albümü kapatıyoruz. Şarkı değil de daha çok enstrümantal bir parça gibi, IU'nun sesini 2. dakikaya kadar duymuyoruz. Albüme uyan bir son, dinleyiciyi daha da isteyerek bırakıyor.
Pastel Crayons ve Friday sonradan eklenen besteleri IU ya ait iki parça. Pastel Crayons biraz bossa nova ve sözleri açısından tensel  bir parça. Friday 'ın tam çevirisi "Cuma günü görüşürüz." IU'nun en bilinen şarkılarından biri ve açıkçası hak ediyor bu ilgiyi. Hem IU'nun alışıldık tarzı ve hem de daha olgun, çok tatlı bir şarkı.

Kısa bir anekdot olarak albüm IU'nun büyük skandalından sonra ilk çıkardığı albümü. IU'nun bundan önceki konseptleri daha tatlı konseptlere sahip,  Kpop un o bilinen tarzındaydı. Good Day'in tutulması ile popülaritesi artan IU ya ulusun küçük kız kardeşi lakabı verildi. Fakat skandalından sonra bu imajı yıkıldı ve o dönem çok eleştiri ve nefret topladı.
Albüm IU'nun tabiriyle "hırslı".  Aslında böyle olsun istememiş IU, albümün daha hafif, mini albüm tadında bir albüm olmasını istemiş.Yine kendi sözleriyle "onlara istediklerini vermeyelim"demiş. Ama yapımcılar güçlü bir comeback yapılması gerektiğinde ısrar etmişler ve ortaya  Modern Times gibi bir çok sanatçı ile işbirliği yaptığı ve bir çok tarzı içinde bulunduran bir proje çıkmış. Açık bir şekilde söylemese de skandalından sonra halkın ona karşı dönmesi ve aldığı nefretten bahsediyor büyük ihtimalle çünkü Kore halkı bir sonraki comeback inin başarısız olmasını (istiyordu) bekliyordu fakat Modern Times albümü sıralamalara giren ve IU'ya bir çok ödül getiren bir albüm oldu.

Bu dönem bence bir dönüm noktası olarak görülebilir kariyerinde. Belki skandal imajını sarstı ama aynı zamanda zaten sevmediği o küçük  kız kardeş konseptinden kurtulup kendi şarkılarını üretmeye başladı ve günümüzdeki sanatçı IU oldu. Bir nevi kendini buldu. Bu albümde bir nevi o yeni dönemin başlangıcı.




0 coment�rios:

Bitmiyordu…    Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Hem Burning Sun olayı hem Jang Ja Yeon davası hem de Kim Hak Eui’nın orgy olayı tekra...

Burning Sun CEO’su “Tüm Koreli erkekler suçlu”



Bitmiyordu…   Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Hem Burning Sun olayı hem Jang Ja Yeon davası hem de Kim Hak Eui’nın orgy olayı tekrar gündeme geliyor Kore’de.
Öncellikle Burning Sun CEO su Lee Moon Ho nun verdiği şu absürt röportajdan başlayabiliriz. Kendisinin uyuşturucu testi pozitif çıktı ve kendini savunma yöntemi …. ilginç.

“Hayatımda ilk defa yasa dışı uyuşturucu ile ilgili sorgulanıyorum. Kore'de dağıtılan 6 ya da 8 farklı uyuşturucu çeşidi olduğunu söylüyorlar ve ben de sadece 1 tanesi pozitif çıktı.”

Yani sadece 1 uyuşturucu çeşidi kullandığın için….. aferin ?

Arena club, Burning Sun ve Seungri’nin alakası ile ilgili şöyle dedi:

“Kulüp Arena benim sayemde kuruldu, başında ben vardım. Seungri ile orada tanıştım, Burning Sun’ın planlarını ben yaptım ve Seungri’ye katılmasını söyledim. Yüzde 10 u bana ait yüzde 20 si Seungri’ye.”

Veee burada Seungri’nin bağlantısı açığa veriyor. Şu ana kadar savunmaları Seungri’nin kulübün sadece reklamını yaptığı ve sahibi olmadığı yönündeydi. Ve daha bitmiyor bir savunma girişimi ile şöyle diyor:

“Olanların hepsi Arena ile alakalı değil mi zaten? Ve Seungri’nin 3 yıl önceki KakaoTalk konuşmaları bir suçsa, bütün Koreli erkeklerde suçlu değil mi o zaman? Sadece aralarında şakalaşıyorlardı gerçekten bir fuhuş olmadı ki. Ayrıca 2015 te olan şeylerden nasıl haberim olabilir? Ben o chat odasında bile değildim.”

Hmmm. Hem fuhuş olmadığını söyleyip hem de o zaman ki olayları bilemeyeceğini söylüyor. Tam olarak ne söylüyor acaba?

Kulüpte kadınların kullanılması ile de ilgili:

“Madem bu kadar çok mağdur var neden polise değil de medyaya gidiyorlar? Şu durumda dava açsalar, suçlular cezalandırılırlar neden dava etmiyorlar? Polis tarafından tecavüz mağduru olduğu için sorgulandığını söyleyen var mı? Tam tersi bu tür söylentileri çıkaranları ben kendim yakaladım ve teslim ettim. Polis bana teşekkür bile etti. Polise elimden geldiğince yardım ediyorum. Bu çıkan haberler çok fazla. Burning Sun olayı olduğunda orada değildim, uyuşturucu sonuçlarım da kesin değil ve onun dışında şüpheli olduğum bir durum yok. Ve açıkçası uyuşturucunun sadece Burning Sun’a mı özgü olduğunu düşünüyorsunuz?”

Offff . Habersiz çekilmiş seks videoları sızma tehlikesindeyken ve  polisin işin içinde olup olmadığı araştırılırken, neden acaba mağdurlar dava etmiyorlar. Uyuşturucunun sadece Burning Sun’a özgü olmadığını ima etmesi ile de uyuşturucu kullanıldığını doğrulaması da cila olmuş.
Kendi kuyunu kazmak bu olsa gerek. Avukatı bir 10 yıl yaşlanmıştır bu röportajı görünce.


0 coment�rios:

Bu aralar dinlediğim ve sözlerin kafamda dönüp durduğu bir parça olan IU’nun BBI BBI sini çevirmek ve paylaşmak istedim. Kore’de inte...

IU – BBI BBI (삐삐) Sözler / Lyrics

Bu aralar dinlediğim ve sözlerin kafamda dönüp durduğu bir parça olan IU’nun BBI BBI sini çevirmek ve paylaşmak istedim.
Kore’de internet üzerinden her şeye yorum yapan bir kesim var, onlar için netizen tabiri kullanılıyor. Aslında sıradan vatandaş fakat internet üzerinden çok kolay asılsız bir laf çıkarıp yayabilme gibi bir güçleri var, biraz korkutucu. IU’da 10 yıllık kariyerinde her idol gibi çekmiş olmalı ki bunlardan 10 yıl dönümü için onları hedefleyen böyle bir parçayı yayınlamış. O zaman lyrics…

Hi there 인사해 호들갑 없이
시작해요 서론 없이
스킨십은 사양할게요 back off back off
이대로 좋아요 balance balance

Hi there, say hello without being extra
Let’s start, without introductions
No touching, back off back off
I like it like this, balance balance

Merhaba ordaki, abartmadan selamlaşalım
Başlayalım, (kendimizi) tanıtmadan
Dokunma yok, geriye geriye
Böyle seviyorum, denge denge

İnsanların onunla konuşmaya çalışırken ki abartıların dan ve belki de yapmacıklığından bıkmış olmalı ki doğal basit bir şekilde selamlaşalım diyor.

It's me 나예요 다를 없이
요즘엔 뭔가요 가십
탐색하는 불빛 scanner scanner
오늘은 점인가요? jealous jealous
It’s me, it’s me, nothing different
What’s the gossip about me these days?
Lights searching me, scanner scanner
What’s my score today? Jealous jealous


Benim, benim, bir fark yok/ farklı bir şey yok
Bu aralar hakkımdaki dedikodular ne
Beni arayan/inceleyen ışıklar, scanner scanner
Bugün kaç puan aldım? Kıskanç kıskanç

Kendinde bir şey değişmediği halde hakkında haber çıkmasına değiniyor ve aslında bunların asılsız olduğunu ima ediyor. Ve insanların onu bu kadar tartmasının ardında imrenme olduğunu söylüyor.

쟤는 대체 저런 옷을 좋아한담?
기분을 없는 표정은 뭐람?
태가 달라진 아마 스트레스 때문인가?
걱정이야 쟤도
Why does she like those kinds of clothes?
What’s that blank face she’s making?
She looks different, is it from stress?
She worries me

Neden bu tür kıyafetleri beğeniyor?
Bu yüzündeki boş ifade de ne?
Farklı görünüyor, stresten mi?
Beni endişelendiriyor.

Burada ona yapılan yorumları sarkastik bir şekilde kullanmış. Kıyafet seçiminden yaptığı ifadelere kadar yaptığı her şeyden bir mana çıkarılmaya çalışılması belli ki IU’yu rahatsız ediyor. Özellikle “Farklı görünüyor, stresten mi? Beni endişelendiriyor.” ifadesi netizenlerin çok kullandığı bir ifade. IU endişelerini samimi bulmadığını belli ediyor.


*Nakarat*
Yellow C A R D
넘으면 침범이야 beep
매너는 여기까지 it's ma ma ma mine
Please keep the la la la line
Yellow C A R D
If you cross this line, it’s a violation, beep
Keeping manners stop here, it’s ma ma ma mine
Please keep the la la la line
Sarı kart
Bu çizgiyi geçersen ihlaldir, beep
Kibarlığım buraya kadar, (burası) benim
Lütfen çizgiyi koru

Sarı kart bilindiği gibi, futbolda yapılan uygunsuz bir haraketi uyarmak için ilk itham olarak kullanılır. Beep sesini de hakemin düdüğü olarak alırsak IU açıkça kişisel alanının ihlal edildiği konusunda uyarıyor.

*Hello stu P I D
넘으면 정색이야 beep
Stop it
거리 유지해 cause we don't know know know know
Comma we don't owe owe owe owe
(anything)

Hello stuP I D
If you cross that line, I’ll get serious, beep
Stop it, keep the distance
Cause we don’t know know know know
Comma we don’t owe owe owe owe (anything)

Merhaba aptal id
Eğer bu çizgiyi geçersen ciddileşeceğim, beep
Dur (yapma), mesafeyi koru
Çünkü bilemeyiz
Hadi ama bir şey borçlu değiliz

Burada hem açıkça “id” yani internette oluşturulan kimliklere sesleniyor hem de zekice onlara aptal diyor

I don't care 당신의 비밀이 뭔지
저마다의 사정 역시
정중히 사양할게요 not my business
이대로 좋아요 talk talkless
I don’t care what your secret is
Or everybody’s own situation
Let me politely decline, not my business
I like it like this, talk talkless
Senin sırrın ne umurumda değil
Ya da koşulların/durumun
Kibarca reddediyorum, beni ilgilendirmez (üstüme vazife değil gibi)
Böyle seviyorum, az konuşmayı (az ve öz konuşmayı)
Still me 또예요 놀랄 없이
I'm sure you're gonna say "my gosh"
바빠지는 눈빛 checki cheking
매일 틀린 그림 찾기 hash tagging

Still me, still me, no need to be surprised
I’m sure you’re gonna say “my gosh”
Your eyes getting busy, checki checking
Like playing spot the difference, oh hash tagging

Hala benim, şaşırmaya gerek yok
Eminim “aman tanrım” diyeceksin. (yani yine de şaşılacak bir şey bulacaksın)
Meşgul gözler, kontrol ediyorsun.
Aradaki farkı bulun oyunu gibi, (birde) hashtag(lemek)

İnsanların ya da medyanın onun hakkında şaşılacak bir şey bulduklarını ama aslında onun hala aynı olduğunu devamlı gözlerin üzerinde olduğunu, ve bir şey bulmaya çalıştıklarını ve onu bir magazin malzemesi olarak kullandığını söylüyor.
꼿꼿하게 걷다가 삐끗 넘어질라
다들 수군대는 자긴 아나 몰라
요새 말이 많은 걔랑 어울린다나?
문제야 쟤도

She’s walking so straight, she might trip and fall
Wonder if she knows everyone’s whispering about her
I think she’s hanging out with that person everyone’s talking about
She has problems

Düz yürüyor, takılıp düşebilir.
Herkes onun hakkında fısıldıyor, farkında mı acaba
Herkesin konuştuğu o kişi ile takılıyor.
Problemleri var (biraz problemli bir tip)

Burada yine ona yapılan yorumları kullanmış. Netizenler kurulan arkadaşlıklara bile laf uzatıyor, IU’nun Sulli ile olan arkadaşlığı netizenler tarafından hoş görülmüyor.

*Nakarat*

편하게 하지 뭐
어 거기 너 내 말 알아 들어? 어?
I don't believe it
에이 아직 모를 걸
내 말 틀려? 또 나만 나뻐? 어?
I don't believe it
Let me do this comfortably
Hey you, do you understand what I’m saying? Huh?
I don’t believe it
I’m sure you still don’t know
Am I wrong? Am I the bad guy again? Huh?
I don’t believe it

Daha açık/rahat bir şekilde konuşayım
Hey sen, ne dediğimi anlıyor musun? Huh?
İnanamıyorum
Eminim hala anlamıyorsun
Yanlış mıyım? Yine kötü adam ben miyim? Huh?
İnanamıyorum

Buradaki daha açık/rahat konuşayım ifadesini Koreliler resmi konuşmayı(yani banmal konuşmak) bıraktığı zaman kullanırlar. IU kibarlığı bir tarafa bırakıp, resmi olmayan bir şekilde sesleniyor.

깜빡이 교양이 없어 knock knock knock
Enough
상대 block block block block block
모르겠으면 이젠 외워 babe
Repeat repeat
쉽지 right
Turn on your signal lights, you have no class, knock knock knock
Enough, I won’t deal with you anymore, block block block block block
If you don’t know, start memorizing this babe
Repeat repeat
So easy, right?

Sinyal ışıklarını yak, hiç terbiyen yok, knock knock knock
Yeter, seninle uğraşmayacağım artık, block block block block block
Eğer bilmiyorsan, ezberlemeye başla bebeğim
Tekrar et, tekrar et
Kolay değil mi?

Wow.

*Nakarat*


IU’yu cesaretinden dolayı takdir ediyorum cidden çünkü Kpop ve Kore’de genel olarak görülen bir şey değil hater lara ya da netizenlere böyle direkt bir cevap vermek. Genellikle direk cevap geliyor netizenlerden “ ee ünlü olmasaydın o zaman, ağlama” diyorlar.
Tamam evet ünlü olmanın getirdiği bir şey bu ağır eleştiriler ve nefret fakat bazen bu  Id lerin arkasına saklanıp yorum yapmak kolay olduğu için sınır aşılıyor. IU ise açtığı davalarda anlaşmaya varmaması ile hem de müziği ile kesin bir cevap veriyor.
Seviyoruz böyle bir tutumu olan, açık konuşan şarkıcıları.



0 coment�rios:

Her gün yeni bir isim açıklanıyor ama son durum şu an: FT Island ve CNBLUE’nun bağlı olduğu şirket FNC başta suçlamaları başta reddetti ...

KakaoTalk konuşmaları, Jung Joon Young ve diğerleri


Her gün yeni bir isim açıklanıyor ama son durum şu an: FT Island ve CNBLUE’nun bağlı olduğu şirket FNC başta suçlamaları başta reddetti fakat chat odalarında ki lerin CNBLUE dan Lee Jong Hyun ve FT Island’dan Choi Jong Hoon olduğu ortaya çıktı. Yani konuşmalar ortaya çıkmışken neyi korumaya çalışıyor şirketler anlamıyorum. Chat odasında olan, kesinleşen isimler; Seungri, Highlight’tan Yong Junhyung, Jung Joon Young, CNBLUE’s dan Lee Jonghyun,  FT Island’dan Choi Jong Hoon. Bu sadece bir chat odasındaki isimler, başka grup konuşmaları da var ama onlarla ilgili daha bilgi verilmiyor.
KakaoTalk konuşmalarından ilk ismi verilen ünlü  Jung Joon Young oldu. Onun ismini vermelerini de daha fazla mağdur olmasının önüne geçmek için olduğunu söylediler. Çünkü kendisi bu  KakaoTalk konuşmalarında en aktif olanlardan, ilişkiye girdiği(?) kadınların gizlice çekilmiş videolarını bir çok kişi ile paylaştığı ve şimdilik en az 10 mağdur kadının olduğu SBS tarafından yayınlandı. Kendisi çok da sürpriz bir isim değil aslında, daha önce böyle bir şey ile suçlanmıştı, bir diğer şaşırmadığımız isim ise FT Island dan Choi Jong Hoon kendisinin daha önce MeToo olaylarında ismi geçmiş idi ama üstü kapatıldı.
(Bu arada SBS  takdir ediyorum, olayın ısrarla peşini bırakmıyorlar.  Yıllar önce Jang Ja-yeon skandalını araştırdıkları için resmen üstlerine gidildi ve kapatmak zorunda kaldılar, ki Jang Ja yeon’un ardında bir liste bıraktığı biliniyor.)
Konuşmalardan bazıları
Jung Jun Young: I slept with OO. XX ile yattım.
Kim: Got a video?
Video var mı?
Jung Jun Young: [video attachment]
video gönderiyor.

Jung Jun Young: [video attachment]
Jung Jun Young: I did it outside a store.
Marketin dışında yaptım.
Jung Jun Young: I'm trash
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋPisliğin tekiyim ha ha ha
Singer Lee: Enjoy it while you can.
Yapabiliyorken tadını çıkar.
A: X had a one night stand with Y(girl group). X, Y ile(kız grubu üyesi) tek gecelik ilişki yaşadı.
B: Hey Mr. X, was Y a good restaurant? (was she good in bed?) Hey X, Y iyi bir restoran mı?(yatakta iyi mi?)
C: I slept with Z yesterday. Dün Z ile yattım.
D: Ah! Z is a total sl*t.
Ah Z tam bir or…pu

Kim: Anyone want to watch porn. Porno izlemek isteyen
Singer Choi: Me. 
Ben
Kim: [video attachment]
Video gönderiyor.
Singer Choi: What the, she's passed out.
Bu ne, kız bayılmış
Kim: So what if she is.
Ee ne olmuş yani.
Singer Choi: Send me a video of a woman who's alive.
Bana canlı olanın videosunu gönder.
Kim: I had to record it with the flash on because she was passed out.
Bayıldığı için flaşla çekebildim.
Jung Jun Young: You r*ped her
ㅋㅋ. Ona tecavüz ettin ha ha

Park: I was doing XXX with her after giving her sleeping pills.
Ona uyku hapı verdikten sonra XXX yaptım.
Jung Jun Young:
ㅋㅋㅋㅋha ha
Park: And OO took it in the mouth. Ve OO ağzına aldı.
Jung Jun Young: She has a ** big mouth.
Büyük bir ağzı var.

Jung Jun Young: Let's meet everyone online, go to a strip bar, and then r*pe them in the car.
Herkesle online tanışıp, striptiz kulübüne gidelim ve sonra onlara arbada tecavüz edelim.
Heo:
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋgülüyor
Park: We already do that in real life.
Zaten gerçekte yapıyoruz.
Singer Choi: True.
Doğru
Park: You guys realize this could be a movie. Think about what we're doing for just five minutes. We haven't committed murder but a lot of what we did could land us in jail.
Farkında mısınız bir film olabilirdi(hayatımız). Bi 5 dakika yaptıklarımızı düşünün. Cinayet işlemedik ama yaptıklarımızın çoğu bizi hapse götürebilir.

Daha mideniz bulanmadıysa CNBLUE dan Lee Jong Hyun ile Jung Joon Young un konuşmaları var.

Lee Jonghyun: Hurry, pass me a woman. A *** that's like ****. Çabuk ol ve bana kadın gönder. **** şöyle biri** (Şöyle or..pular..)
Jung Jun Young: Who should I give you? Sana kimi vereyim?
Lee Jonghyun: It'd be nice if you have one you didn't ****, but if you don't have one, just a pretty ****. (Korecesinden çevirirsem şöyle bir şey: senin yemediğin bitane varsa istiyorum yoksa sadece güzel olan bir or..pu)

Lee Jonghyun: I did XXXX with the ** kids yesterday. 
Çocuklarla dün XXX yaptım.(
Jung Jun Young: That’ nice. Introduce them to me next time.
Güzel, bi dahakine beni de tanıştır.

Lee Jonghyun: Do you have any young, pretty, nice b*tches? One that's good to play with
ㅋㅋㅋ. Genç, güzel ve hoş bir kız var mı? Oynayabileceğim biri ha ha

Bunları çevirmek iğrençti.  Kadınlardan bir obje gibi konuşmaları ve yaptıkları eylemlerden bu kadar basit bahsetmeleri güvendikleri bir şey olduğunu gösteriyor.

Bunların yayınlanmasının ardından Jung Joon Young suçlamaları kabul etti(açıkçası kabul etmeyip napacaktı) ve özür diledi. Özür mektubunda kısaca ‘yaptıklarım etik değildi, önünüzde eğilip özür diliyorum, sorgulamalarda da katılacağım’ diyor fakat mesajlaşmaların da ki kullandığı dili ve zihniyeti gördükten sonra samimiyetine inanmakta güçlük çekiyorum. Şuan kendisi bütün programlardan kaldırıldı, yurt dışına çıkma yasağı çıkarıldı ve Seungri ile birlikte sorgulanıyor.

CNBLUE dan Lee Jong Hyun ise askerde olduğu için onun sorgulanma işlemi biraz daha karışık.

Yong Junhyung ise mesajlaşma grubunda olduğunu ilk başta reddetti. Sonradan grubun içinde olduğunu ve videoları izlediğini fakat kendisinin öyle paylaşımlarda bulunmadığını söyledi ve Highlight grubundan, onlara zarar vermek istemediği için ayrıldığını duyurdu.

FT Island’dan Choi Jong Hoon’un mesajlaşmaların dan alkollüyken araba kullanıp yakalandığı ve polisten kapatmasını isteyip olayın kapatıldığında ortaya çıktı. Ve böylece polisin de işin içinde olduğu kesinleşti. Bunların ardından Choi Jong Hoon’da bir özür mektubu yayınlayıp emekliliğini duyurdu. Mektubunda ‘çok üzgün olduğunu, olayları pek hatırlamadığını, bundan sonra daha düzgün yaşayacağını’ falan filan.
Yorum yapmak bile istemiyorum.

Gittikçe daha da utanç verici bir hal alıyor bu konu. Fakat odaklanılması gereken sadece ünlü isimler olmamalı. Seungri insan ticareti yapmakla suçlanıyor fakat altını çizmek istediğim nokta Seungri, sonuç olarak, kimseyi fuhuşa zorlamadı. Olan servisleri ya da organizasyonları kullandı ki problem orada. Bu konuşmalardan anlaşılıyor ki bu tür servisleri kullanmak Kore endüstrisinde olağan görülüyor, ki Güney Kore’de en büyük suçlardan biri fuhuş. Bu durumun endüstri içinde normalleşmiş olması asıl problem ve asıl odaklanılması gereken bu.


0 coment�rios: